Kitabımın baskısı sonunda tamamlandı Çanakkale Sofrası artık dağıtıma hazır. Hala bir kitap yazdığıma inanamadığımdan bu postu birkaç gündür eveleyip geveleyip bir türlü tamamlayamıyorum. Hala da heyecanım ve sevincim benden taştığı için doğru kelimeleri bir araya getirmekte zorlanıyorum. Kitabı edinip yemekleri yapan, deneyen benden mesajlarını fotoğraflarını eksik etmesin ne olur. Sizi kitabın hikayesi ve içindeki fotoğraflar ile başbaşa bırakıyorum.
2018 yılının Troia Yılı olduğunu ve bu kapsamda pek çok kutlama ve etkinlik organize edildiğini öğrendiğim zaman Çanakkale için bir şeyler yapamadığım ve Çanakkale’den gittikçe koptuğumu düşününce çok üzüldüm. Sonra ne yapsam ben de dahil olsam bütün bu etkinliklere diye kafa patlattığım bir gün aklıma Çanakkale yemekleri ile ilgili bir kitap yazmak geldi. Çanakkale yemekleri ile ilgili bugüne kadar yazılmış, görselleri ve içeriği ile Çanakkale’ye yakışan bir kitap ne yazık ki çalışılmamıştı. Konuyu Çanakkale Ticaret ve Sanayi Odası’nın Yönetim Kurulu’nda olan ortaokuldan arkadaşım Murat’a açtım o da sağolsun beni ÇTSO’nun yönetim kurulu ile tanıştırdı. ÇTSO’nun projemi kabul etmesi ile Çanakkale’nin unutulmaya yüz tutmuş yemeklerinden oluşacan bir kitabı gerçeğe dönüştürme yolunda en önemli adımı atmış oldum.
Geçtiğimiz 9 aylık sürede yıllar boyunca sofralarımızı süsleyen lezzetleri araştırdım, pişirdim, tattım ve tarifleri kaleme aldım. Yemeklerin ruhundan uzaklaşmadan ama az da olsa modernize ederek, tariflere en çok yakışacak şekilde sunumlar hazırladım ve fotoğrafladım. Kitapta yer alan tarifleri seçerken mümkün olduğu kadar sadece Çanakkale’ye özgü tariflere yer vermeye özen gösterdim.
Kentimiz muhteşem bir coğrafi mozaik içerisinde yer aldığından yemek kültürümüz Trakya ve Kuzey Ege’den, kentimizde yıllarca yaşamış olan pek çok farklı etnik kökenin mutfağından bolca etkilenmiş. Et yemeklerimizde Trakya ile, zeytinyağlılarımızda Kuzey Ege ile benzeşmişiz. Günlük sofralarımız ülkemizin ortak yemekleri ile lezzetlenmiş.
Kitapta bizim coğrafyamızın çok dışına çıkamamış, bazılarını Çanakkaleliler olarak bizim bile yapmayı unuttuğumuz yemekler yer aldı. Bu proje benim için de doğduğum büyüdüğüm kentin yemeklerini yeniden keşfetmek ve gelecek kuşaklara aktarabilmek için çok güzel bir fırsat oldu.
Kitapla birlikte ülkemiz yemek kültürü adına çok kıymetli bilgiler edindim. Günlük sofra kültürümüzün ne kadar alçakgönüllü olduğunu kitaba çalışırken bir kez daha gördüm. Evlerde günlük yenenler hep en basit malzemelerden yaratılmış. Bol bol kullandığımız buğdaydan yaptığımız göcemiz, hamur işlerimiz, ev yapımı peynirlerimiz, doğa ananın bize hediyesi çeşitli otlarımız gündelik sofralarımızın baş tacı.
Yemeklerimizin pek çoğu et içermiyor, et yemekleri hep kutlamalarla, büyük ziyafetlerle özdeşleşmiş. Saklama koşullarının zor olması, buzdolaplarının, soğutucuların hatta elektriğin bile olmaması her gün et yemeyi mümkün kılmamış. Endüstriyel üretimden önce gücünden, sütünden, yumurtasından faydalanılan hayvanları etleri için kesmek tercih edilen bir beslenme şekli değilmiş. Eskilerin yemek alışkanlıklarına baktığımızda “Annemin dedesi her gün et yermiş 100 yaşına kadar yaşamış” şeklindeki avunmalarımızın gerçeği hiç ama hiç yansıtmadığını kolayca görebiliyoruz.
Sebze ve baklagilleri sevmek için biraz daha çaba göstermek gerekli. Her gün marketlerden istediğimiz kadar et ve süt ürünü alabiliyor olmamız bu gıdaları vücudumuz için daha sağlıklı yapmıyor ne yazık ki. Ne olur kendinizi bahanelerle kandırmayın. Mesela üstte fotoğrafı olan börülce köftesinin inanın kıymadan yapılan köfteden farkı çok da yok. Aynı oranda belki daha da çok lezzetli, ama hiç et içermediği için de sağlıklı ve vücudu dinlendirici bir etkiye sahip.
Kitabımdaki tarifleri kendiniz deneyip unutmaya yüz tuttuğumuz bu lezzetleri evinizde de de hayata döndürebilirsiniz. Ayrıca İskele Meydanı’na çok yakın olan Çanakkale Evi’nin içerisinde bulunan Oda Bahçe’de günlük olarak değişen menülerle Çanakkale’ye ait pek çok yemeğin tadına bakmak mümkün. Kitabımdaki tarifleri kendiniz deneyip unutmaya yüz tuttuğumuz bu lezzetleri evinizde de de hayata döndürebilrisiniz.
Buyurun soframıza.
Dündar Tüfekcioğlu says
Çanakkale yemekleri ile ilgili tanıtma yazınızı ve çalışmanızı okudum. Kitabınızı elde etmek için hangi kitap evi yada kitap evlerinden yayınladığına dair mail adresime ilgi vermenizi rica ediyorum. Saygılar sunarım.
ece says
Merhaba Dündar Bey. Kitabımız Çanakkale Ticaret Odası Sponsorluğu ile basıldı. Ne yazık ki satışı yapılmıyor. Çanakkale’de iseniz odadan belki temin edebilirsiniz.Tariflere burada blogda yer vermeye çalışıyorum.
İyi günler diliyorum.
Nükhet Atlı says
Merhaba Ece hanım, kitabınızın tanıtımını gördüm ve merak ediyorum. Satışının olmadığını söylemişsiniz. İstanbul’da yım, nasıl elde edecegim? Yardımcı olursanız sevinirim. Basarılar diliyorum..
ece says
Merhaba Nükhet Hanım.İlginiz için çok teşekkür ediyorum. Kitabımın baskısını Çanakkale Ticaret Odası gerçekleştirdiği için ne yazık ki satışı yapılmıyor. Belki Çanakkale Ticaret Odası’ndan edinebilirsiniz.İyi günler diliyorum.
İLKER AVCI says
Merhabalar Ece Hanım. Masterchef Türkiye’de duydum kitabınızı (başka bir kitap değildir umarım), annem için satın almak istedim ama satışı yokmuş. Çanakkale Ticaret Odası’ndan temin edebilir miyiz?
ece says
Merhaba İlker Bey.İlginiz için çok teşekkür ediyorum. Kitabımın baskısını Çanakkale Ticaret Odası gerçekleştirdiği için ne yazık ki satışı yapılmıyor. Belki Çanakkale Ticaret Odası’ndan edebilirsiniz. İyi günler diliyorum.