Geçen yıl yaptığım Amerika seyahatinin noktalarında biri olan Los Angeles ile ilgili anılarımı bir türlü sizlerle paylaşmayı beceremedim. Önümüz bayram ve uzun bir tatil bizleri beklerken aranızda Los Angeles seyahati olanlar varsa faydalanabilir diye düşünerek geç de olsa Dört Şehrin Hikayesi: Los Angeles yazımı paylaşıyorum. Ne derler geç olsun güç olmasın 😊. Biraz gezi, biraz yemek buyurun benim gözümden Los Angeles. New York ve San Franscisco yazılarımı döner dönmez yayınlamıştım. Oraları da ziyaret edecekseniz okumanızı öneririm.
Los Angeles Sakini gibi Geçirilecek 3 Gün
Los Angeles nam-ı diğer “Melekler Şehri” Amerika’nın ikinci California eyaletinin ise en büyük şehri; altın rengi kumsalları ve her mevsimde varlığını hissettiren California Güneşi ile Hollywood starlarına ev sahipliği yapan Portakal Şehir.
Los Angeles’ı gezmek için araba kiralamak en doğru yöntem. Araba kiralamanın en ucuz olduğu ülkelerden birisi olan Amerika’da hayallerinizi süsleyen üstü açık bir Camaro veya Mustang kiralama fırsatını da böylelikle kaçırmazsınız.
Los Angeles sakinliği ve dinginliği ile öne çıkmış, kişisel gelişim ve yoganın Amerika’daki en güçlü kalesi konumunda. Bu yüzden siz de görülecek Top 10 turistik yeri hızlıca bitirip kendinizi Dünya’nın en keyifli şehirlerinden birinin ritmine bırakmak ve Los Angeles sakini gibi dolaşmak istiyorsanız işte size önerilerim:
Santa Monica & Venice Beach’te Bir Gün:
Santa Monica’da geçirilecek bir gün Los Angeles’ı bir LA sakini gibi yaşamanın olmazsa olmazı. Pasifik Okyanusu’nun sizi ezen haşmeti ve Santa Monica Dağları’nın okyanusla kesişme manzarasına saatlerce baksanız da doymak mümkün değil. Kilometrelerce uzanan altın rengi kumların sıcaklığı, okyanusun buz gibi suyu, yakıcı güneş, okyanustan gelen ürpertici esinti öyle güzel tezatlar yaratmış ki, kendinizi dünya dışı bir fanusun içinde hissediyorsunuz.
Okyanus akıntıları sebebi ile su oldukça soğuk, girenlerin sayısı az, çoğunluk güneşleniyor. Sahil yolu ise koşanlar, aletli jimnastik yapanlar, bisiklete binenler ile spora özendiriyor insanı. Plajın Muscle Beach kısmında türlü türlü akrobatik hareketlerle vücutlarını ve fitliklerini sergileyenlerin sayısı azımsanacak gibi değil. Sahil boyunca bisiklet kiralayan kafelerden hemen bir bisiklet kapıp spor yapanlara katılmak mümkün. Böylece tüm sahil şeridini de görmüş oluyorsunuz.
Mulholland Drive’da Gün Batımı:
David Lynch’in aynı adlı filmine de ev sahipliği yapan Mulholland Drive, Hollywood filmlerinden aşina olduğumuz efsanevi Los Angeles manzarasını izleyeceğiniz yer. West Hollywood’un sırtını yasladığı Santa Monica dağlarına kıvrıla kıvrıla çıktığınız yol da, yolun sonundaki manzara da görmeye değer. Giderken birkaç sandviç ve içecek götürüp, arabanızın üstüne oturup manzaranın tadına varabilirsiniz.
Yoga’nın Batıdaki Kalesinde Yoga Dersi:
Eğer yogaya meraklıysanız Los Angeles sokaklarında kollarının altında yoga matları ile gezen yogiler mutlaka gözünüze çarpacaktır. Şehirde yoga yapmak için çok fazla araştırma yapmanıza gerek yok, kaldığınız otelin yakınlarındaki stüdyolarla iletişime geçip derslere katılabilir ya da yakınınızdaki bir parkta ya da kumsalda yapılan ücretsiz derslere katılabilirsiniz.
Beverly Hills:
Hollywood yıldızlarına ev sahipliği yapan Beverly Hills Dünya’daki en gösterişli malikanelerin bulunduğu mahalle. O kadar çok ünlüye ev sahipliği yapmış/yapıyor ki Google hangi yıllarda kimin hangi evde yaşadığını gösteren bir harita bile yapmış. İster haritayı takip edin isterseniz de muhteşem villaların arasında kendinizi kaybedin, mimariye meraklıysanız ya da gençliğiniz MTV Cribs izleyerek geçti ise kaçırmamanız gereken bir aktivite.
Alışveriş:
Amerika’ya gelmişken alışveriş yapmadan olmaz diyorsanız bütçenize göre alışveriş seçenekleri sonsuz. Rodeo Drive’da birbirinden lüks markaların mağazalarından alışveriş yapabileceğiniz gibi şehrin biraz dışındaki Camarillo Premium Outlet’te de bavullarınızı doldurabilirsiniz. Camarillo 3 ayrı kısımdan oluşan dev bir mağazalar topluluğu, tek günde bitirmek neredeyse imkansız, alışveriş çılgınıysanız erken gitmek şart.
Yeme/İçme – Eğlence:
Los Angeles sağlıklı yeme içme konusunda Dünya’da öncülük yapan şehirlerden. Yine de Meksika’ya komşu olması ve şehirdeki Meksikalı göçmen sayısının fazlalığı Meksika mutfağını şehrin ana mutfağı haline getirmiş. Anlayacağınız Melekler Şehri aynı zamanda bir Taco cenneti. Peki nerede yemeli?
Guisados:
Taco bir sokak yemeği, gece dışarı çıkmadan önce niş bir fast food taco zinciri olan Guisados’un tacolarını deneyebilirsiniz. Sadece 12 çeşit taco yapan Guisados lezzetli tacolarının yanı sıra şehrin en çılgın eğlence mekanlarına olan yakınlığı ile de ziyareti hakkediyor. Tadım menüsü seçerek tüm tacolarını deneme şansınız var. Zehir gibi biberlerden oluşmuş “chiles toreados”u deneme cesaretini ben kendimde bulamadım belki siz denemek istersiniz. Her halükarda mükemmel bir damak şöleni ile ayrılacağınızı garanti ederim.
The Abbey:
West Hollywood Los Angeles LGBT komünitesinin mahallesi. Gündüz kendi halinde sessiz bir mahalleyken, geceleri Santa Monica Bulvarı ve ara sokaklarındaki gay barlarda eğlencenin başlaması ile birlikte bir karnaval mekanına dönüşüyor. Biz eğlencenin dozunu sınırlı tutup bir şeyler içmek ve dans showları izlemek için The Abbey’i seçtik, siz daha çılgın eğlenceleri de deneyimlemek istiyorsanız, yol boyunca uzanan barların çılgın hostlarını takip edebilirsiniz.
Jitlada:
Los Angeles’da Uzakdoğu mutfağının da iyi örneklerini bulmak mümkün. Sunset Bulvarı üzerindeki Jitlada’da bunlardan birisi. Thai yemeklerinin süper versiyonlarının sunulduğu Jitlada’nın dış görünüşü hayal kırıklığına uğratmasın sizi, kapıdaki sıraya girin ve yiyeceğiniz muhteşem yemeklerin hayalini kurun. Yemeklerinizi yemeye başladığınızda LA restoran önerilerinde bu mekanın neden ilk sıralarda yer aldığını anlayacaksınız. Ancak sizi söylediğiniz yemeğin çok acı olduğu konusunda uyarırlarsa kulak verin ve seçiminizi daha az acı olan seçeneklere yöneltin, acı kavramları gerçekten çok acı. Menüde 100’e yakın seçenek var; mangolu salataları, kızarmış tavukları, yeşil körileri ve safranlı pilavları ve bunlar gibi birçok lezzet gerçekten denemeye değer.
Hass Avocado:
Hip bir mekan adı değil Hass Avocado, 1920’lerde California’da yetiştirilmeye başlamış bir avokado türü. Kremamsı dokusu, damağınızda bıraktığı çam fıstığı lezzeti ile rüya gibi bir avokado çeşidi Hass. Menüsünde olan her yerde avokadonun en sade hali guacamole’yi yemekten çekinmeyin, böylesini Türkiye’de bulmanız ne yazık ki mümkün değil. Hatta gördüğünüz en yakın markete girin; bir avokado, bir lime, bir de ekşi maya ekmek alıp ekmeğe avokadoyu sürüp lime sıkarak yiyin. Açlığınızı bastırmak için birebir ve bir o kadar da sağlıklı.
Los Angeles adeta bir rüya her adımı bir film sahnesi. İster turist gibi gezerek, isterseniz de şehir sakini gibi yaşayarak deneyimlemeyi seçin mutlaka kalbinizin bir köşesini Los Angeles’ta bırakacaksınız.
İyi tatiller.
Leave a Reply