İtalyan Mutfağı Dünya’daki en yaygın mutfaklardan birisi, Türkiye’de de en çok benimsenmiş ve günlük menülerimizin içerisine girmiş olan mutfak. İtalyanların pizzası ve makarnası hamur sever biz Türklere çok hitap ediyor. Oysaki İtalyan mutfağı makarna ve pizzadan ve tabii ki tiramisudan ibaret değil. Bolca pişirdikleri deniz ürünleri, et ve sakatat yemekleri ile öne çıkan bir mutfak İtalyan Mutfağı.
Sicilya İtalya’nın güneyinde yer alan, ülkenin en bilinen adası. Sicilya denilince aklımıza Baba filmi sebebiyle mafya gelse de; Etna yanardağı, adanın etrafına dağılmış üzüm bağları, şahane yemekleri ve badem ve antep fıstığı ağaçları dikkatimizi çekti adayı ziyaret ederken. Adada kaldığımız 5 gün boyunca adanın doğu yakasının altını üstüne getirdik ve gezip görmenin yanı sıra şahane yemeklerin de tadına baktık.
Ada seyahatimiz boyunca Katanya’da konakladık ve gezmeye görmeye ilk Katanya’dan başladık. Ne zaman yurtdışına çıksam bir günümü mutlaka çarşı pazar gezmeye ve yemek kültürünün önemli bir kısmını oluşturan taze sebze ve meyve tedariğinin nasıl yapıldığını incelemeye ayırıyorum. Katanya’da da ilk gün soluğu balık pazarında aldım. Çeşit çeşit balıkların yanı sıra, İtalyan peynirleri, sakatatlar ve şarküteri ürünleri gözümüzü döndürdü.
İkinci gün bu kez Syracuse pazarında aldık soluğu ve kahvaltımızı istiridye ve şampanyayla yaptık. Yurtdışındaki balık pazarlarında kabuklu deniz ürünlerinin çokluğu beni her seyahatimde üzüyor. Bizde neden bu çeşitlilik yok diye düşünmeden edemiyorum. Kabuklu deniz ürünlerine hasret olmam sebebiyle de her öğünde mutlaka midye, kum midyesi gibi kabuklular yedim Sicilya’da.
Tabii ki İtalya denince şahane şarküteri ürünlerini yemeden geçmedik. Yaz sıcağında hem hafif hem de lezzetli bir öğün oldular yanlarında küçük reçeller, chutneyler ve elbetteki adanın buz gibi şarabı ile.
Syracuse’deki ikinci günümüzün ardından adanın en güzel şehri olan bir rüyaya benzeyen Taormina’yı ziyaret ettik. Amalfi sahillerine benzeyen posh bir tarafı var Taormina’nın ama Katanya taraflarında kalıyorsanız da mutlaka görmeniz gerekir diye düşünüyorum. Taormina’dan sonra da rönesans havasının hakim olduğu Nato’ya gittik sokaklarında dolaştık. Ziyaret etmek istediğimiz bir şarap bağını navigasyon muzdaribi olarak ne yazık ki bulamadık.
Biz bir günümüzü Etna Yanardağı’nda geçirdik. Haziran ayında Sicilya’ya gitmiş olmamıza rağmen dağda çok fazla rüzgar ve müthiş soğuk bir hava vardı. Eğer Etna’ya çıkacaksanız mutlaka yanınıza kalın bir mont alın. Her zaman rüzgar olmuyormuş ama rüzgar olduğunda donmaktan kurtulursunuz böylece. Aşağıdaki fotoğrafta güldüğüme bakmayın soğuktan donmuş durumdayım.
Ama büyün o soğuğa rağmen tüm ihtişamıyla Etna son derece büyüleyici bir dağ. Yanardağın doğaya verdiği tahribatta yükseklik arttıkça çoğalıyor ve gözlerinizle bitkilerin yok oluşunu gözlemliyorsunuz.
Yeme içme işlerine gelecek olursak biz günlerimizi yollarda geçirdiğimiz için yeme içme işini kafamıza göre güzel gördüğümüz yerlerde yaptık. Ama en çok beğendiğim resotrankatanya içerisindeki Le Tre Bocche oldu. Biz rezervasyon yaptırmadan gittiğimiz için ilk gece oturamadık, bir sonraki gün rezervasyonlu gittik ve resmen yemeklerinin hepsini sildik süpürdük. Deniz ürünleri ağırlıklı bu restoranın menüsü şahane mutlaka denemenizi öneririm. Katanya’da Via Gorizia üzerinde bu restoran gitmek isterseniz.
Biz bir günümüzü de denize girme hevesi ile Türk plajı (Scala dei Turchi) denen travertenlerin olduğu bir plajda geçirdik. Fakat yine rüzgar yolumuza çıktı ve günü sadece güneşlenerek geçirdik. Ama travertenler çok ilginç eğer o tarafa yolunuz düşerse ziyaret edebilirsiniz.
Sicilya’yı ziyaret ettiğinizde bol bol deniz ürünü ve deniz ürünlü makarna veya risotto yemenin yanı sıra adaya özgü bir tatlı olan cannolilerin tadına bakmadan dönmeyin. Unutmadan adanın meşhur gelatolarını da tatmayı elbette unutmayın.
Bol eğlenceler.
Leave a Reply