Günlük hayatı yaşamaya çalışırken dünya büyük bir hızla dönüyordu… Bir kitap yazsam sanırım böyle başlardım. Bugünlerde bir koşturmacadır, bir seyahat furyasıdır gidiyor; leyleği havada gördüysem demek. Ayağımın tozunu atamadığım Portekiz seyahatimi bol bol anlatmak, yediklerimi içtiklerimi detaylı paylaşacağım sizlerle. Ama bundan önce çocukken en sevdiğim ay olan Ramazan’ın gelişini kutlamak istiyorum. Küçük şehirde yaşamanın verdiği avantaj sebebiyle Ramazan ayı çocukluğumda hep şenlikli kutlanan bir aydı. Haftada birkaç kez misafir ağırlardık, iftar yemekleri hep kalabalık masalarda yenirdi. Büyük bir aileyi, kalabalığı ve yemeği çok seven bir çocuk için sanırım bundan daha iyi bir senaryo düşünülemez. Şimdilerde durum biraz farklı ne yazık ki. Ne ailemle aynı şehirde yaşıyorum ne de büyük şehrin hengamesi içerisinde kalabalık iftar yemeklerine zaman ayrılıyor. Ben yine de bu ay Yemek Zevki Dergisi’ndeki köşemde örnek bir iftar menüsü yazdım, en azından bir kez kuralım diye. Bu menünün ilk yemeği de sıcak günlerde iyi bir başlangıç olacağını düşündüğüm Yeşil Erikli Soğuk Ayran Çorbası.
Ramazan yukarıda anlattığım gibi en sevdiğim aylardandı. Anneannem, babaannem, teyzemler, halamlar, dayımlar, kuzenler sıra ile evimize yemeğe gelirler, sonra da bizi kendi evlerine davet ederlerdi. Bu kendi içinde evcilik oyununa benzeyen ritüel bütün ay devam ederdi. Biz sık görüşen bir aileydik ama bu ziyaretleri özel kılan her evin en sevilen yemeklerinin de bu ziyaretlere eklenmesiydi. Anneannemin fırın köftesi ve börekleri, babaannemin etli yaprak sarması ve su böreği, teyzemin rulo köftesi ve özbek pilavı, yengemin mantısı dört gözle beklediğimiz yemeklerdi. Ben çocukken Ramazan ayı bahar aylarına denk geldiğinden bizim evin iftar menüsünün yıldızı ise ciğer sarma olurdu.
İftar sofralarının olmazsa olmazı olan çorba bizim evde hep aynı tarif ile sofrayı süslerdi, Ayran Çorbası. Mevsim bu sene hafif yaza kaçtığından ben sizinle bu çorbanın yazlık versiyonunu paylaşmak istedim. Biraz hoşluk katmak için de içerisine yeşil erik ekledim, sulu ve kıtır lezzetleri ile erikler çorbanın içerisinde güzel bir sürpriz oldular. Eğer benim gibi siz de baklagil haşlayacağınız zaman kullanacağınız miktarın 4-5 katını haşlıyor ve kalanları buzluğa atıyorsanız bu çorbayı bir araya getirmeniz sadece 10 dakikanızı alacaktır. İçinde nohut ve aşurelik buğday olması bu çorbayı lezzetli olduğu kadar doyurucu yaptığından başlangıç olarak tüketebileceğiniz gibi isterseniz sıcak yaz günlerinde soğuk bir ana yemek olarak da tüketebilirsiniz. Sıcak günlerde kolay yapılması ve serinletici etkisi ile mükemmel bir seçim olacağını düşünüyorum.
Afiyet olsun.
- 500 gr. yoğurt
- 5 su bardağı su
- 2 su bardağı haşlanmış nohut
- 2 su bardağı haşlanmış aşurelik buğday
- 1 salatalık
- 3-4 adet turp
- 5-10 adet yeşil erik
- Birkaç dal fesleğen
- Tuz
- Yoğurdun kaymağını ayırıp ince delikli bir süzgeçten geçirerek süzün,
- Su ve tuz ile birlikte iyice karıştırarak ayran haline getirin,
- Haşlanmış nohut ve buğday ile karıştırdıktan sonra servis kasesine alın,
- Üzerine kabukları ile incecik doğranmış salatalık, ince ince doğranmış yeşil erikler, ince doğranmış turpları ekleyin,
- Fesleğenleri yapraklayıp, incecik kıydıktan sonra servis edin.
Leave a Reply